(Kaynak: ESA – Christophe Carreau/space.com)
‘Mıknatısların fiziği’ de mi olur demeyin; Paul Suttler’e göre, olur…!
Suttler, space.com’da 11 Aralık 2018’de yayımlanan yazısında bunu açıkladı.
Mıknatıslar günlük hayatımızın bir parçası. En azından, buzdolabımızın bir parçası; buzdolabı kapakları mıknatıslar sayesinde kapalı tutulabilmekte !
Gerçekte, ‘mıknatıslanma özelliği’ (manyetizma), fazla ileri gitmezsek, evrenin varoluş sebebi ! Evrendeki ışığın ve (onunla da ilşkili) herşeyin varoluş sebebi…
Bir mıknatıs, sebebi / kaynağı henüz yeterince anlaşılamamış durumda olan bir kuvvet üretici / kuvvet uygulayıcı. Bir parça mıknatısın bazı metalleri kendine çektiğini hepimiz biliriz. Aynı mıknatıs bir başka mıknatıs parçasını bazı durumlarda çekerken, bazı durumlarda da iter. Yine, yaygın şekilde bilinen ‘kutuplar’ meselesi…
Yaygın şekilde bilinmeyen veya hatırlanmayan bir fizik olayı, hareketsiz durumdaki bir elektrik-yüklü parçacığın elektrik-alanı yaratması. Parçacığı küresel şekilde saran bu alan yakınındaki diğer yüklü-parçacıklara nasıl tepki vereceklerini söyler. Aynı yüklü parçacıklar birbirini iterken, zıt yüklü parçacıklar birbirini çeker. Uygulanacak kuvvetin büyüklüğü, haliyle, aradaki mesafeye de bağlı.
Elektrik yüklü bir parçacık hareket ettirilirse, sürpriz bir şey gerçekleşir; yeni bir kuvvet-alanı ortaya çıkar: Elektromanyetik kuvvet !
Bu yeni kuvvet, parçacığa doğru veya parçacıktan uzağa doğru olmayıp, parçacığın hareket doğrultusuna dik düzlemde ve bu parçacığın etrafında bükülecek şekilde ortay çıkar. Yakındaki yüklü parçacık da, bu yeni kuvveti, hareket etmesi durumunda hisseder; hareketine dik doğrultuda…
Sadece ve hareket eden yüklü parçacıklar tarafından oluşturulan manyetik alan, yine ve sadece, hareket halindeki yüklü parçacıkları etkiler.
Yine de, buzdolabı kapısına yapıştırılan ‘düğün hatırası’ (magnet) sabit olduğu halde, kapıya bir çekim kuvvetiyle yapışmakta; bu nasıl olmakta ?
Magnet’in hareket etmediği doğru. Ancak, bu magneti oluşturan ‘şey’, gerçekte, hareket etmekte !
‘Nasıl yani ?’ demekte acele edilmemeli ! Magneti oluşturan atomların elektronları kareket etmekte ! Hem de, birden fazla şekilde…
Yörünge hareketi; en azından yörünge titreşimleri bunlardan birincisi. Basitleştirerek söylenirse, ‘eksenel dönme’ (spin) diyebileceğimiz de, ikincisi. (Zorlaştırılmış açıklamasını sormayın ! Bu yorumlamada elektronlar dönen metal küreler olarak dikkate alınmakta.)
Elektronlar, hareket eden elektrik yükleri olarak varsayıldığında, kendi manyetik alanını yaratır. Birçok malzeme içindeki elektronların farklı oryantasyonları makroskopik parçacık alanını yok eder. Ancak,bir mıknatıs sözkonusu olduğunda, madde içindeki elektronlar sıralar oluşturacak şekilde dizilmiştir; buzdolabı kapısına yapışmaya yetecek güçte bir manyetik alan oluşturarak. Evrende gözlenen tüm manyetik alanlar hareket eden elektrik yükleri tarafından oluşturulduğundan, kuzey ve güney manyetik kutuplarının birbirinden ayrılması mümkün olamaz. Daima, bir çift oluşturacak şekilde ortaya çıkarlar. Bir mıknatıs parçası ne kadar küçük parçalara bölünürse bölünsün, daima, daha küçük ve manyetik gücü daha zayıf iki ayrı (fakat çift kutuplu) mıknatıs ortaya çıkar. (Çünkü, parçaların içindeki elektronlar hareket halinde !)
Bu durumu yeterince anlayanJames Clerk Maxwell, elektriklenme ve mıknatıslanmanın ilişkili olduğunun farkına vardı: ‘Tek kutuplu mıknatıs (monopole) mevcut olamaz’ !
Mıknatıslanmaya bu bakış, itiraz olmadan, günümüze kadar geldi.
Ancak, meraklı insanlar atom-altı parçacık (kuantum) dünyasında dolanmaya başlayınca, şaşırtıcı yeni durumlar ortaya çıkmaya başladı. Kuantum dünyasının öncülerinden Paul Dirac, bu yeni fiziğin derin matematiğinde komik bazı şeyleri keşfetti.
Bir varsayım olarak, eğer tek kutuplu mıknatıs mevcut ise ve benzer elektrik yüklerine ayrılabilirse (plain boring) , bu parçalar birbirinden ne kadar uzakta olursa olsun, dönmeye başlarlardı.
Dirac, açısal momentumun kuantize olabildiği bilgisinden hareketle, bu parçalar üzerindeki elektrik yüklerinin de quantize olması gerektiğini düşündü. Evrende tek başına bir ‘tek-kutuplu’ mıknatıs mevcutsa, konuyu elektrik yükünün taneciklere bölünmesine götürürdü.
Manyetik ve elektrik alan değişimleri diğerini tetiklemekte. Işık ise, elektrik ve manyetik alanların birbiri etrafında kıpırdanmaları (wiggling) sayesinde ortaya çıkmakta !
Einstein, Maxwell’in bulgularını bir adım daha öteye götürerek, elektriklenme, manyetizme ve hareketin ilişkili olduğunu ortaya koydu.
Bir elektron gibi, elektrik yüklü tanecik hareket ettiğinde manyetik alanın oluşmasını tetikler. Sabit bir gözlemci elektrik alanı tespit ederken, hareketli bir gözlemci manyetik alanı gözleyebilir !
Kısaca, genel görelilik durumu…
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.space.com/42685-physics-of-magnets-surprising-facts.html
(Günün seçimi)